Girişimcilik Meselesi // 3. Bölüm
İyi bir girişimci rekabet yaratmak yerine pazardaki boşluğu doldurmak için iş kurar.
Girişimcilikte bu ayki konumuz ürün seçimi, rakip analizi, değer inovasyonu ve doğru marka konumlandırması.
Yeni girişiminize hangi ürünle başlayacaksınız? Hobilerinizi, geçmiş eğitimlerinizi, çalıştığınız sektörleri ve iş çevrenizde temasta olduğunuz kişileri gözden geçirin. Hangi sektörlerin daha karlı olduğundan ziyade sizin için öncelikle kritik olan hangi tür işlerden hoşlandığınız. İnsanlar güçlü yönlerine odaklanarak başarıyı yakalarlar. Sizin güçlü olduğunuzu düşündüğünüz alan hangisi? Bunu henüz keşfetmediyseniz denemeye devam edin. Sakın vazgeçmeyin. Bulduğunuzda o işi yaparken içiniz pırpır edecek, yorulduğunuzu hissetmeyeceksiniz. Doğru ürünü bulmak için ilk adımınız rastgele bir ürünle başlamak olmalı. Başlamak her zaman için bakınmaktan iyidir. Atacağınız ilk adım sizi yeni alternatifler ile tanıştırır. Okuyan bir gezgin olun. Hem araştırın, hem icra edin.
Ürün tespiti sonrasında sıradaki adımınız ilgili sektörde faaliyette olan ve hedef pazarınıza yönelmiş tüm rakip şirketlerin isimlerini çıkartmak olmalı. Büyük, küçük, başarılı ya da başarısız tüm rakip şirketlerin isimlerini çıkartmalısınız. Hemen akabinde bu şirketlerin web sitelerini ziyaret edin ve bu işi nasıl yaptıklarını araştırın. Örneğin, bu esnada bazı rakiplerin hızlı teslim sürelerini, uygun fiyatlarını, ürün çeşitliliklerini, sertifika zenginliklerini ön plana çıkardıklarını görebilirsiniz. İşte biz bu unsurlara sektör parametreleri diyoruz. Her bir rakibinizi bu parametreler üzerinden puanlayın. Bir sonraki adımda arkanıza yaslanın ve rakiplerin doldurmayı başaramadığı, en düşük kalan parametreyi tespit etmeye gayret edin. İşte oradan yükselmeniz gerekiyor. Pazardaki boşluk orada. Geri kalan tüm parametrelerde iddianızı düşürün ve rakiplerin üstünlüğünü kabullenin. Bazı parametrelerde ise kendinizi tamamen dışarda bırakın ve müşteriye “bu özellik bizde hiç yok” deyin. Biliyorum bu Türk ticaret tipine aykırı ve bizde müşteriye yok denmez, hep hallederiz denir ama sizi temin ederim bu anlayış yanlıştır ve sizi her zaman yanlış yerlere konumlandırır. Girişimcilikte anlayışımız tek bir alanda çok iyi hizmet sunmak olmalı. Az ve öz olun. Sözünüz özünüz bir olsun. Sadelik güzeldir. Bugün Volvo arabanız olsun olmasın Volvo deyince aklınıza sağlamlık ve güvenlik gelir. Bunun sebebi Volvo’nun on yıllardır odaklandığı güvenlik teknolojileridir. Siz de odaklanın. Dağılmayın.
Sıradaki işlem ise müşteri problemlerine odaklanmak. Seçtiğiniz sektörde yaşanan aktüel problemleri tespit etmeniz gerekiyor. Forumları, grupları tarayın. Bütçeniz varsa medya şirketleri ile çalışarak haberleri taratın. İmkân varsa müşterilerinize anket yapın. (Yalnız anketi Türkiye’de asla form göndererek değil insanlarla birebir yüz yüze gelerek yapmanız gerektiğini unutmayın.) Bu anketlerde müşterilerin ilgili sektörde yaşadıkları sorunları dinleyin. Sözlerini bölmeyin, kendi söyleyeceklerinize odaklanmayın, yargılamayın. Sadece dingin bir şekilde dinleyin ve not alın. Ardından notlarınızı derleyin ve oturup düşünün. Bu problemler nasıl çözülür? Problem ne kadar büyükse çözümünden elde edeceğiniz gelir o denli artar. Mesela kansere çağre bulan dünyanın en zengin insanı olur. Peki, sizin sektörünüzün problemleri neler? Bunların çözümlerine odaklanın. Doğru çözümü yakalarsanız değer inovasyonu yaparsınız. Bulduğunuz doğru çözüm bir önceki etapta odaklandığınız güçlü yönünüz ile birleşirse önünüzde kimse duramaz. Gelecek ay ki yazım ticaretin motoru olacak.